"annac" kelimesinin anlamı nedir?
annac: karşı, karşı yön, meyilli cephe. "Annacımdan gelen güzel"
annac kelimesinin ardından gelen kelimeler
arnaç: karşı, karşı yön, meyilli cephe. "Annacımdan gelen güzel"
Anter: Hz. Ali'nin öldürdüğü söylenen bir yiğit
aparmak: götürmek, alıp gitmek. "Felek can aparır..."
Arabi: Arapça, Arap kavmine mensup.
ârâm: durup dinlenme, konup rahat etme.
arasat: kıyamet kopunca dirilen canlıların toplanacağı yer.
argaç: davarların açıkta toplu olarak yattıkları yer, düz dağ sırtları.
arma: eskiden erkeklerin, askerlerin bellerine bağladıkları fişeklik.
arş: İslam dini inanışına göre göklerin en yüksek katı, göğün dokuzuncu katı.
Hızlı kelimeler listesi
âbşar: su şırıltısı, çağıltı.
alçah: alçak, yüksel olmayan.
arş: İslam dini inanışına göre göklerin en yüksek katı, göğün dokuzuncu katı.
aşiyan: kuş yuvası, ev, mesken
ayn-i cem: Bektaşî ve Alevî'lerin kabul töreni.
bâb: kapı, kitap, kitap bölümü.
biti: mektup, kitab, amel defteri.
câr: çağrı, yardım, imdat.
çenber: yama, yemeni, baş örtüsü.
çirk: çirkef, pis, iğrenç su.
demren: okun ucundaki sivri demir.
dir: derlemek, toplamak, bir araya getirmek.
turaç: bir kuş, turaç kuşu.
emmare: emreden, zorlayan, cebreden.
erte namazı: ertelenmiş, kılınmamış namaz, kazaya bırakılan namaz.
Fe-tebarekallah: Ne kadar bereketli, ne kadar güzel anlamında şaşma bildirir. Allah övmüşte yaratmış anlamında bir söz.
Furkan: 1- Kur'an. 2- İyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı, hak ile batılı ayıran kanıt. 3- İyiyle kötü ve doğruyla yanlış arasındaki farkı gösteren her şey.
hadi: hidayete ermiş, mürşit.
Hallâc-ı Mansûr: "Ben Tanrı'yım" (Enel - Hakk) dediği için 10. yüzyılda Bağdat'ta asılan Sufi.
haşa: asla, kesinlikle, hiçbir zaman.
Hızır-İlyas: Hızır ve İlyas Peygamberler. Hızır ile İlyas'ın aynı ulu kişi oluğuna inanıldığı gibi, Hızır ile İlyas'ı kardeş sayan halk inanışları da vardır. İnanışa göre İlyas yağmura egemendir. İlyas'ın peygamberliği Kur'an'da anılır. Hızır da Kur'an'da geçer. Halk inancına göre Hızır ölümsüzlüğe "Bengisu"yu (Abıhayat) içerek kavuşmuştur. Hakk katından aşıklık bağışlananlara aşk badesini sunanlardan başlıcasıdır. Hızır inancını Gılgamış desdanına bağlayan görüşler de vardır. Hızır, darda kalanlara yardım edicidir. "Kul bunalmayınca Hızır yetişmez." Halk takviminde yazın başlangıcı sayılan 6 Mayıs (Hıdrellez (Hızır/Hıdır İlyaz) günü, Hızır ile İlyas'ın kavuştukları gün sayılır. İnanca göre Hızır'ın atı "Bozat" dır. Tüm Doğu Anadolu'da Hızır, "Bozatlı Hızır" olarak anılır.
ırmak: ayrılmak, dağılmak, uzaklaşmak.
istiğfar: Tanrı'dan günahların bağışlanmasını dilemek.
kemine: aşağılık, kötü, kusurlu, eksikli.
kulan: yabani at, iki üç yaşında kısrak.
küş: guş, kulak, duymak, işitmek.
levh-kalem: kulun başına gelecek her şeyin Kudret kalemi tarafından, onun doğumundan evvel yazılması. Dünyada olacak her şeyin Kur'an'da yazılmış olması diye yorumlanır.
mahraba: büyük mendil, erkek mendili.
püren: yavşan otu gibi ocaklarda yakılan, süpürge yapılan kokulu bir ot.
rüşd: erginlik, olgunluk.
savay: ipekli bir cins Hint kumaşı.
Süleyman: Kur'an'da anılan peygamberlerden biri, İncil'de de adı geçen İsrail kıralı (İ.Ö.970-93 1 arası). Kur'an'ın bir çok ayetinde Süleyman peygambere verilen iistiin güçler, ilalıi nimetler ve saltanattan söz edilir. Kur'an'a göre Süleynıan, Davut peyganıberin oğludur. Süleylan peygamberin kuşların dilini bildiğine, rüzgara ve cinlere hükmettiğine inanılır. Divan ve Halk şairleri, Süleyman peygamberin doğa üstü güçlerine ve kudretli yüzüğüne (Mührü Süleyman) şiirlerinde telmih yoluyla, sıkça değinirler. Divan ve Halk şiirinde Süleyman peygamber kuvvet ve kudret örneği olarak işlenir.
taylak: iki yaşındaki deve, deve yavrusu.
tepir: kıl elek, kalbur, buğdayın tanelerini samanından ayırmak için kullanılan kamıştan ya da ince dallardan yapılmış sepet.
tiryek: panzehir, zehire karşı ilaç.
ürküşmek: ürkmek, bir şeyden korkup birden sıçramak.
Vesvas: Kur'an-ı Kerim'de Nas suresi. 114/4. ayet.