"amm" kelimesinin anlamı nedir?
amm: halk, herkes, halk yığını.
amm kelimesinin ardından gelen kelimeler
Anka: Kafdağında olduğuna inanılan masal kuşu.
annac: karşı, karşı yön, meyilli cephe. "Annacımdan gelen güzel"
arnaç: karşı, karşı yön, meyilli cephe. "Annacımdan gelen güzel"
Anter: Hz. Ali'nin öldürdüğü söylenen bir yiğit
aparmak: götürmek, alıp gitmek. "Felek can aparır..."
Arabi: Arapça, Arap kavmine mensup.
ârâm: durup dinlenme, konup rahat etme.
arasat: kıyamet kopunca dirilen canlıların toplanacağı yer.
Hızlı kelimeler listesi
âbşar: su şırıltısı, çağıltı.
alçah: alçak, yüksel olmayan.
asitan: dergah, tekke, kapı eşiği.
Ayet: Kur'an'ın herhangi bir cümlesi.
bende: kul, köle, bağlanmış.
civan: genç, genç ve yakışıklı olan.
çeşte: altı telli bir saz, müzik aleti.
çöpür: yünün tarandıktan sonra kalan kaba kötü kısmı.
dolu: 1.İçki. 2.Halk inancında Pir'in , Üçler'in, Erenler'in-Hakk katından aşıklık verilenlere sunduğu kutsal içkiyle dolu kadeh, kase.
fakı: fakıh, İslâm hukuk bilimi.
gürülenmek: artar biçimde alazlanarak yanmak, harlanmak.
hamaylı: boyuna asılan muska, kılıç bağı.
harı: atın hızlı koşması, şaha kalkması.
havar: bağırtı, yardım dileme.
hevâset: nefse uyarak yapılan şeyler, kötülük.
ıkrar: söylemek, inancını sözle söylemek.
ikdam: gayret ve sebatla devamlı çalışma.
intizar: beddua. 2- bekleme, beklenilme, gözleme.
izzet: yücelik, ululuk, değerlilik, saygı, ikram, güç, kuvvet.
kangı: hangi, hangisi, kim.
kırağ: kenar, kıyı. Sahil.
külek: yoğurt, ayran koymaya yarar ağaç kova.
madrabaz: vurguncu, malı saklayıp fiyat yükselince satan kimse.
mâmure: imar edilmiş; güzel yapılı, bayındır yer.
mebde: başlangıç, kaynak, kök.
nübüvvet: peygamberlik, nebi olmak, nebilik, Allah'ın emriyle görevli olarak insanları doğru yola çevirmek.
öşek: postu değerli bir av hayvanı.
perçem: alına ve yüze düşürülen saç, kakül.
pişe: iş güç, alışkanlık.
safâ: saflık, temizlik, şenlik, keyif.
salağ: davar avlusu, toplantı yeri,düzlük sağ taraf,ucu toplu zincirli bir nevi savaş tokmağı.
semah: oyun ve müzikle yapılan dinsel tören.
ulanmak: ulaşmak, kavuşmak, eklenmek.