"han döşemek" kelimesinin anlamı nedir?
han döşemek: sofra döşemek, yemek sunmak.
han döşemek kelimesinin ardından gelen kelimeler
hanedan: konuksever, vergili, belli ve büyük soydan gelen kimse.
harâbât: meyhane, harabeler, viraneler, yıkıntılar.
harâmi: haram yiyen, yol kesen, hırsız.
harc: vergi, bir iş için kullanılan madde, bir işe sarfedilen emek, sarf.
hared: hışım etmek, men etmek, engel olmak, yasaklamak.
harı: atın hızlı koşması, şaha kalkması.
harif: iş ehli, iş sahibi.
Harut Marut: İnsanları kötü yola çekmek için dünyaya gönderilen iki melek.
hasbal: konuşma, durumunu anlatma.
Hızlı kelimeler listesi
âbşar: su şırıltısı, çağıltı.
alçah: alçak, yüksel olmayan.
Aşere-i Mübeşşere: Cennete gidecekleri Hz. Muhammed tarafından bildirilen on İslam büyüğü Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha bin Ubeydullah, Zübeyr bin A vvam, Abdurrahhman bin A vf, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Sait bin Zeyd, Sad bin Ebi vakkas.
berî: ırak, sıyrılmış, kurtulmuş.
cünunluk: coşkunluk, akılsızlık, delilik.
demde: eğlencede, dolaşmada.
dilçevüren: dilçeviren, söz gezdirici, dedikoducu.
döşürmek: devşirmek, bir araya getirmek, toplamak.
eflâk: felekler, gökler, yıldızlar.
erkan: esaslar, destekler , direkler, reisler, önemli kişiler.
fâş: duyurma, açığa vurma, yayma.
ferraş: döşeyen, döşemeci,hizmetçi, Kâbe'yi süpüren.
fodul: sıradan, töreden dışarı iş yapan, söz söyleyen ham kişi, münasebetsiz.
garet: yağma, talan, çapul.
giryân: kederli, üzgün, ağlayan.
göymek: yanmak, yanacak hale gelmek.
gümrah: sapık, yolunu kaybetmiş.
hâcet: ihtiyaç, dilek, istek.
Hâlik: Yaradan, Tanrı, Allah
hasbal: konuşma, durumunu anlatma.
hıfzet: saklamak, aklında tutmak.
hoyrat: rakip, düşman, kaba adam.
irşat(irşad): uyarma, aydınlatma, doğru yola götürme, tarikat yolunu gösterme.
karakuş: kartal türünden yırtıcı kuş.
kelli: artık, bundan sonra, gayri.
kömek: yığın, kalak, küme, doğal taş kümesi.
ledünnî: Tanrı bilgisi ve sırlarına ait, Tanrı'yla ilgili.
mahfil: oturulacak, görüşülecek toplantı yeri.
mısmıl: iyi, temiz, doğru, dürüst, helal ve temiz hayvan eti.
miskin: çok yoksul, tasvvufta varlıktan benlikten geçmiş Tanrı varlığı ile var olmuş kimse.
papak: kürk ve keçeden yapılma başlık.
poşu: yüz örtüsü, peçe, ipekli baş örtüsü.
ruzi: rızık, insanı besleyen şeyler.
sur: kıyamette İsrafilin çalacağı boru. Bütün ölüler bu borunun çalınmasıyla dirilecektir.
Şit: Âdem Peygamberin oğullarından, bez dokumayı icat etmiştir, onun için dokumacıların pîri sayılır.
tarlan: doğan, sarıya çalgın renkli, iri pençeli doğan.
ülfet: alışma, görüşüp konuşma.
yetkin: olgun, yetişkin, orta yaşlı.
yügrük: iyi yürüyen, iyi koşan, çevik.
zehgir: boynuzdan ve ağaçtan yapılan yüzük gibi parmağa geçirilen halka.