Beycan.NET Sözlük
İletişim Sitemap

"füruş" kelimesinin anlamı nedir?

füruş: satan, satıcı

füruş kelimesinin ardından gelen kelimeler

fülfül: karabiber

gaddar: zulmeden, kıycı.

gaf: gaflet hali.

Gaffar- üz- zünûb: günahları bağışlayıcı, Tanrı.

gafil: habersiz, dikkatsiz.

gaflet: dalgınlık, aymazlık.

gafur: gayretli, çok çalışkan. (Allah'ın adlarından biridir.)

gah: ara sıra, yer.

galmagal: kavga, çekişme.

gam-ı hicr: ayrılık derdi.

gammaz: yalan haber getirip götüren kötü kişi.

gamze: yanak çukuru.

Ganî: Tanrı, zengin, varlıklı.

gapuvan: kapına.

garbî: batıdan esen yel

garet: yağma, talan, çapul.

garez: düşmanlık.

gargış: beddua, ilenç.

gark: boğulma

gasavat: kasavet, tasa, kaygı.

Hızlı kelimeler listesi

âb: su.

âbşar: su şırıltısı, çağıltı.

ademi: insan, adam.

ağu: zehir.

ahir-kâr: işin sonu.

akl-ı mead: ahirete dönük akıl.

alçah: alçak, yüksel olmayan.

ama: geyik.

andelip: bülbül, seher kuşu.

arkuru: aykırı, ters

Aşere-i Mübeşşere: Cennete gidecekleri Hz. Muhammed tarafından bildirilen on İslam büyüğü Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha bin Ubeydullah, Zübeyr bin A vvam, Abdurrahhman bin A vf, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Sait bin Zeyd, Sad bin Ebi vakkas.

avurmak: eğilmek, çevirmek.

ayn-i irşid: irşadın ta kendisi, aydınlatma.

azıtmak: yoldan çıkmak, sapıtmak.

bahâdır: yiğit.

bâran: yağmur

bedirlenmiş: ayın on dördüne benzemiş.

berî: ırak, sıyrılmış, kurtulmuş.

bider: tohum.

büryân: kebap, kızartma.

burdubâr: tahammüllü, yumuşak huylu.

cânib: yön, yan, taraf

cevşen: zırh

cünunluk: coşkunluk, akılsızlık, delilik.

çarkacı: ordunun öncüleri.

çırak: ışık, mum, kandil

dad eylemek: yardım dilemek, yahut yardım etmek.

danışmak: konuşmak.

demde: eğlencede, dolaşmada.

desdimal: el sileceği, yağlık.

dilçevüren: dilçeviren, söz gezdirici, dedikoducu.

döşürmek: devşirmek, bir araya getirmek, toplamak.

dürdane: inci tanesi

eflâk: felekler, gökler, yıldızlar.

emlek: emen.

erkan: esaslar, destekler , direkler, reisler, önemli kişiler.

eytam: yetimler.

fâş: duyurma, açığa vurma, yayma.

ferraş: döşeyen, döşemeci,hizmetçi, Kâbe'yi süpüren.

fodul: sıradan, töreden dışarı iş yapan, söz söyleyen ham kişi, münasebetsiz.


gasavat: kasavet, tasa, kaygı.

geşimek: geviş getirmek.

gorhana: anıt mezar, türbe.

göz göz olmak: delik deşik olmak, çok acı çekmek.

günevi: güneşin doğduğu yer, doğu yönü.

hadi imdi: acele et, harekete geç.

ham: terbiye görmemiş kişi, çiğ.

harâbât: meyhane, harabeler, viraneler, yıkıntılar.

haşr: kıyamet günü.

hemmi: bütün, hepsi.

hicin: koşu için kulanılan yük taşımayan hörgüçlü güçlü deve.

huddam: hademeler, görevliler, hizmetçiler.

ığranmak: sallanmak.

ıssı: sıcak.

ihlâs: özlü, gönülden davranma, içtenlik, temiz yüreklilik, Tanrı'nın birliğini belirtme.

inleyüben: inleyerek.

itgin: yitik, yitkin.

kaftan: çoğu ipekli, uzun, süslü üst giysi.

kançeri: nereye.

kasar: üşenme, tembellik etme. Boğazı tutup nefes aldırmayan bir zahmet. Çeker. Sıkar.

ked: boy.

kemter: değersiz, aşağılık.

kıcı: dolunun ufağı.

kim: ki.

kolçak: bilekten dirseğe kadar kola geçirilen iğreti kolluk.

kulun: yavrulamak, doğurmak.

lâcerem: şüphesiz, elbette.

libas: giysi.

mail: ehil, meyil.

mazarrat: zararlar

melûl: üzgün.

meşâyih: şeyhler.

mihr: güneş, taht, saltanat, sevgi, aşk.

muhâl: olanaksız, olması süpheli, zor gerçekleşir.

muy: saç.

Nekir: Sorgu melekleri.

nam: ad, ün, şöhret.

nen: ninni.

nusha: muska.

öne görmek: beklemek.

pâyidâr (paydar): sağlam duran, dayanıklı.

peymane: büyük kadeh, şarap bardağı.

rah: yol.

revane: akmak, gitmek.

sabak: ders.

salâ: namaza davet için çağırmak. Minarede cenâzeye çağrı için okunan salavat, dua. (Kelimenin aslı "Essalât" veya "Salât" dır.)

savsala: lâf, safsata.

sekiz cennet: hadislerde cehennemin yedi, cennetin sekiz olduğu bildirilmiştir.

server: baş, önder, lider.

sırça: cam.

soya: keskin çakı, kara tırnak, şahin ve benzeri kuşların keskin tırnakları.

süllem: merdiven.

şar: şehir.

şevle: şule, alev, yalım, parıltı.

şuriş: karışıklık, kargaşa.

tan eylemek: sövmek, yermek, kınamak.

teber: balta, dervişlerin kullandığı iki yüzlü yarım ay biçimindeki balta.

Tersa: Hıristiyan.

toy: düğün, dernek, ziyafet. 2- kazdan büyük yabani bir kuş,

udlu konuk: ağır konuk, ağırlanması gereken konuk.

usalmak: uslanmak, akıllamak.

üsgüf: üsküf.

vettekun: çekinin, sakının.

yalman: ateş parçası, yalım, tiz, kılıcın meyilli tarafı.

yeğrek: daha iyi.

yöğrük: seri koşan, hızlı yürüyen.

zahman: sıla.

zerbaf: sırma ile dokunmuş kumaş.

zül-cenan: iki cennet.