"Dört Kapı" kelimesinin anlamı nedir?
Dört Kapı: Sufi'yi Tanrı'ya götüren yol dört kapı ile belirlenmiştir. Yola, Tarikata giren bu kapılardan sıra ile geçecektir. Bunlar, Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat kapılarıdır. Her kapının on dört özelliği vardır ki, bunların topuna birden Kırk Makam denir.
Dört Kapı kelimesinin ardından gelen kelimeler
Kırk Makam: Sufi'yi Tanrı'ya götüren yol dört kapı ile belirlenmiştir. Yola, Tarikata giren bu kapılardan sıra ile geçecektir. Bunlar, Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat kapılarıdır. Her kapının on dört özelliği vardır ki, bunların topuna birden Kırk Makam denir.
döşürmek: devşirmek, bir araya getirmek, toplamak.
dudu: papağan türünden, taklit yapan bir kuş.
dulda: rüzgâr ve güneşten korunmuş yer, bölge.
durak: makam, durulan oturulan yer.
dübür: iki yaşındaki erkek keçi.
Hızlı kelimeler listesi
âbşar: su şırıltısı, çağıltı.
alçah: alçak, yüksel olmayan.
Aşere-i Mübeşşere: Cennete gidecekleri Hz. Muhammed tarafından bildirilen on İslam büyüğü Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha bin Ubeydullah, Zübeyr bin A vvam, Abdurrahhman bin A vf, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Sait bin Zeyd, Sad bin Ebi vakkas.
berî: ırak, sıyrılmış, kurtulmuş.
cünunluk: coşkunluk, akılsızlık, delilik.
demde: eğlencede, dolaşmada.
dilçevüren: dilçeviren, söz gezdirici, dedikoducu.
erdemli: elinden iş gelen, becerikli.
eşkere: meydanda, ortada, aşikâr.
firez: ekin, yeni çıkmaya başlamış ekin.
gülbenk: Çeşitli Tasavvuf törenlerinde yüksek sesle okunan dua. Alevi törenlerine gülbank çekmek olarak girmiştir.
halayık: yaratılmışlar, kullar, hizmetçi.
hasbal: konuşma, durumunu anlatma.
hıfzet: saklamak, aklında tutmak.
hoyrat: rakip, düşman, kaba adam.
irşat(irşad): uyarma, aydınlatma, doğru yola götürme, tarikat yolunu gösterme.
karakuş: kartal türünden yırtıcı kuş.
kelli: artık, bundan sonra, gayri.
kömek: yığın, kalak, küme, doğal taş kümesi.
ledünnî: Tanrı bilgisi ve sırlarına ait, Tanrı'yla ilgili.
mahfil: oturulacak, görüşülecek toplantı yeri.
mısmıl: iyi, temiz, doğru, dürüst, helal ve temiz hayvan eti.
miskin: çok yoksul, tasvvufta varlıktan benlikten geçmiş Tanrı varlığı ile var olmuş kimse.
papak: kürk ve keçeden yapılma başlık.
poşu: yüz örtüsü, peçe, ipekli baş örtüsü.
ruzi: rızık, insanı besleyen şeyler.
sur: kıyamette İsrafilin çalacağı boru. Bütün ölüler bu borunun çalınmasıyla dirilecektir.
Şit: Âdem Peygamberin oğullarından, bez dokumayı icat etmiştir, onun için dokumacıların pîri sayılır.
tarlan: doğan, sarıya çalgın renkli, iri pençeli doğan.
ülfet: alışma, görüşüp konuşma.
yetkin: olgun, yetişkin, orta yaşlı.
yügrük: iyi yürüyen, iyi koşan, çevik.
zehgir: boynuzdan ve ağaçtan yapılan yüzük gibi parmağa geçirilen halka.