"adl" kelimesinin anlamı nedir?
adl: adelette doğru hüküm verme, her şeyi yerli yerine koyma.
adl kelimesinin ardından gelen kelimeler
afak: ufuklar, gökyüzünün kenarları
ağ gızıl: ak, kızıl karışığı renk, alacalı
ağ lavaş: yufka ekmek, ak undan yapılmış yufka ekmek.
ağ mercan: ak mercan. (mecazi anlamı; ak meme, sevgilinin süt gibi ak olan memesi.)
ağca: akça, aka yakın, alacalı.
ağca ceyran: ak ceylan. "Ağca ceyran sürme çekip gözüne." (Ak ceylana benzetilerek sevgilinin güzelliğinin vurgulanması.)
ağıl: koyun ve keçi sürülerinin gecelediği çit ya da duvarla çevrildiği yer.
ağır zürbe: yabankazı, yabanördeği, turna gibi kuşların uçarken yaptıkları büyük dizi, katar.
Hızlı kelimeler listesi
âbşar: su şırıltısı, çağıltı.
akval: kaviller, sözleşmeler.
alef: cana yakın, samimi.
Anter: Hz. Ali'nin öldürdüğü söylenen bir yiğit
aşikâr: belli, meydanda, açık.
ayan: açık, belli, ortada.
pahıl: nekes, cimri, şurdan sıkıp şurdan yalayan.
cazu: 1. Cadı, oyunbaz. 2. Çok güzel.
destgir: yardım eden, elinden tutan
dulda: rüzgâr ve güneşten korunmuş yer, bölge.
eğn: üst, boyun, arka, sırt.
fel: İş, tutum, davranış, oyunbozanlık, dek, desise.
günevi: güneşin doğduğu yer, doğu yönü.
ham: terbiye görmemiş kişi, çiğ.
harâbât: meyhane, harabeler, viraneler, yıkıntılar.
hicin: koşu için kulanılan yük taşımayan hörgüçlü güçlü deve.
huddam: hademeler, görevliler, hizmetçiler.
ihlâs: özlü, gönülden davranma, içtenlik, temiz yüreklilik, Tanrı'nın birliğini belirtme.
kaftan: çoğu ipekli, uzun, süslü üst giysi.
kasar: üşenme, tembellik etme. Boğazı tutup nefes aldırmayan bir zahmet. Çeker. Sıkar.
kolçak: bilekten dirseğe kadar kola geçirilen iğreti kolluk.
kulun: yavrulamak, doğurmak.
mihr: güneş, taht, saltanat, sevgi, aşk.
muhâl: olanaksız, olması süpheli, zor gerçekleşir.
peymane: büyük kadeh, şarap bardağı.
salâ: namaza davet için çağırmak. Minarede cenâzeye çağrı için okunan salavat, dua. (Kelimenin aslı "Essalât" veya "Salât" dır.)
sekiz cennet: hadislerde cehennemin yedi, cennetin sekiz olduğu bildirilmiştir.
soya: keskin çakı, kara tırnak, şahin ve benzeri kuşların keskin tırnakları.
şevle: şule, alev, yalım, parıltı.
şuriş: karışıklık, kargaşa.
teber: balta, dervişlerin kullandığı iki yüzlü yarım ay biçimindeki balta.
toy: düğün, dernek, ziyafet. 2- kazdan büyük yabani bir kuş,
udlu konuk: ağır konuk, ağırlanması gereken konuk.
yalman: ateş parçası, yalım, tiz, kılıcın meyilli tarafı.
yöğrük: seri koşan, hızlı yürüyen.
zerbaf: sırma ile dokunmuş kumaş.