"ab-ı zemzem" kelimesinin anlamı nedir?
ab-ı zemzem: Kabe yakınlarında bir kuyu ve bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu.
ab-ı zemzem kelimesinin ardından gelen kelimeler
abidane: ibadet edene yakışacak bir surette.
abit: çok ibadet eden, dindar.
ablak: değirmi, yaygın yüz.
âbşar: su şırıltısı, çağıltı.
acayip: acaib, şaşırtacak ve hayret verici şeyler.
acib: acaib, şaşırtacak ve hayret verici şeyler.
aceb: şaşma, şaşakalma, acaba.
aceba: şaşma, şaşakalma, acaba.
âcizi: acizlik, zavallı, alçak gönüllü kimseye ait, bir kimsenin kendinden söz ederken kullandığı sözcük.
acuz: kocakarı, cadı karı.
Hızlı kelimeler listesi
alakaftan: alaca kumaştan yapılma giysi. Kınalı kekliğin (dağ kekliğinin) siyah ve pas rengi gerdan ve siyah çizgilerle bezeli yan tüyleri.
assı: kâr, fayda, kazanç.
aziz: sevgide üstün tutulan.
berat: rütbe, nişan ve imtiyaz verildiğini bildiren ferman.
Burak: Peygamberin Mirac'a çıkarken bindiği at.
Calinos: Eski Yunan'da yaşamış, Bergamalı hekim.
çapraz: eğik olarak birbiriyle kesişen.
çığalamak: çarçaflanmak, süslenmek, taşlanmak, cilalanmak.
çün: çünkü, madem, mademki
derûn: iç, iç yan, yürek, kalp.
erdemli: elinden iş gelen, becerikli.
eşkere: meydanda, ortada, aşikâr.
firez: ekin, yeni çıkmaya başlamış ekin.
gülbenk: Çeşitli Tasavvuf törenlerinde yüksek sesle okunan dua. Alevi törenlerine gülbank çekmek olarak girmiştir.
halayık: yaratılmışlar, kullar, hizmetçi.
hasbal: konuşma, durumunu anlatma.
hıfzet: saklamak, aklında tutmak.
hoyrat: rakip, düşman, kaba adam.
irşat(irşad): uyarma, aydınlatma, doğru yola götürme, tarikat yolunu gösterme.
karakuş: kartal türünden yırtıcı kuş.
kelli: artık, bundan sonra, gayri.
kömek: yığın, kalak, küme, doğal taş kümesi.
ledünnî: Tanrı bilgisi ve sırlarına ait, Tanrı'yla ilgili.
mahfil: oturulacak, görüşülecek toplantı yeri.
mısmıl: iyi, temiz, doğru, dürüst, helal ve temiz hayvan eti.
miskin: çok yoksul, tasvvufta varlıktan benlikten geçmiş Tanrı varlığı ile var olmuş kimse.
papak: kürk ve keçeden yapılma başlık.
poşu: yüz örtüsü, peçe, ipekli baş örtüsü.
ruzi: rızık, insanı besleyen şeyler.
sur: kıyamette İsrafilin çalacağı boru. Bütün ölüler bu borunun çalınmasıyla dirilecektir.
Şit: Âdem Peygamberin oğullarından, bez dokumayı icat etmiştir, onun için dokumacıların pîri sayılır.
tarlan: doğan, sarıya çalgın renkli, iri pençeli doğan.
ülfet: alışma, görüşüp konuşma.
yetkin: olgun, yetişkin, orta yaşlı.
yügrük: iyi yürüyen, iyi koşan, çevik.
zehgir: boynuzdan ve ağaçtan yapılan yüzük gibi parmağa geçirilen halka.