"ab-ı nisan" kelimesinin anlamı nedir?
ab-ı nisan: nisan yağmuru.
ab-ı nisan kelimesinin ardından gelen kelimeler
ab-ı zemzem: Kabe yakınlarında bir kuyu ve bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu.
abidane: ibadet edene yakışacak bir surette.
abit: çok ibadet eden, dindar.
ablak: değirmi, yaygın yüz.
âbşar: su şırıltısı, çağıltı.
acayip: acaib, şaşırtacak ve hayret verici şeyler.
acib: acaib, şaşırtacak ve hayret verici şeyler.
aceb: şaşma, şaşakalma, acaba.
aceba: şaşma, şaşakalma, acaba.
âcizi: acizlik, zavallı, alçak gönüllü kimseye ait, bir kimsenin kendinden söz ederken kullandığı sözcük.
acuz: kocakarı, cadı karı.
Hızlı kelimeler listesi
ağ lavaş: yufka ekmek, ak undan yapılmış yufka ekmek.
azim: kesin karar verme, irade.
bağır: 1.Yürek, gönül 2.Göğüs 3. Sine.
bengi: tiryaki, esrarkeş.
buhl: pintilik, cimrilik.
çalma: 1.Başa sarık gibi bağlanan düz ya da işlemeli kumaş. 2.Çember de denilen baş örtüsü, çetme.
çul: kıldan yapılmış kaba dokuma.
dölek: düz yer, uslu kişi.
edik: çedik, çizme, çocukların giydiği ufak pabuç.
elif: Arap alfabesinin ilk harfi. İnanılır ki, öteki harflerin hepsi elifi yapan noktanın çeşitli bükülmelerinden ortaya çıkmıştır. Elif böylece, her bilginin kaynağı, her işin başı sayılmıştır. Uzun ve ince olması nedeniyle Divan şairlerimiz sevgililerinin boyunu elife benzetmişlerdir.
er: erkek, yiğit, derviş, tarikat yolcusu
ferec- fereci: sevinç, neşe, ferahlık anlamına Arapça bir söz. Eskiden din adamlarının giydiği, ferah, geniş bir elbiseye fereci denirdi. Ferace bundan gelmiştir.
firak: hasret, özlem, ayrılık, sıkıntı
Hamza: Arap savaşçısı. Abdülmuttalib'in oğlu ve Hz.Muhammed'in amcası. 625 yılında Uhud Savaşı'nda öldü.
irfân: bilgi, biliş, buluş, anlayış. Tanrı'nın sırlarını ve gerçeklerini kavrama.
keleş: güzel, yakışıklı, yiğit, cesur, mert.
köçek: küçük, tarikata yeni girmiş genç,törende oynayan delikanlı.
kümbet: kubbe, damı kubbe biçiminde olan yapı.
marhama (mahrama): köylü kadınların başlarına örtündükleri bellerine kadar uzanan örtü.
merci: dönülüp gelinecek yer.
meyl: istek, arzu, gönül akması.
mütevelli: bir vakıf malının yönetimiyle görenlendirilen kişi.
nigar: resim, güzel, sevgili.
palas: keçe, eski püskü şeylerden yapılmış giysi, değersiz elbise.
pohur: azgın deve, erkek deve.
rumûm: anlamlı gizli sözler. simge.
sâlus: hileci, düzenci, gösterişçi.
sücud: namazda yere kapanma durumu.
Turan: Eski İranlılar tarafından Türk ülkesine verilen ad; Orta Asya.
zinet: ziynet, bezek, süs, takı.