"leyl" kelimesinin anlamı nedir?
leyl: gece.
leyl kelimesinin ardından gelen kelimeler
Lokman Hekim: Efsane kahramanı hekim ve bilge kişi. İslamlık'tan önce yaşadığı kabul edilir. Halk inancında uzun ömrün simgesi ve hekimliğin atası sayılır. Lokman Hekim hikayeleri İran ve Türk Edebiyatı'na Arap Edebiyatı'ndan geçmiştir.
maad: dönülen, dönüp gidilecek yer. ahret, dünyadan sonraki yaşam.
mead: dönülen, dönüp gidilecek yer. ahret, dünyadan sonraki yaşam.
mâbut: kendisine ibadet olunan, Tanrı, Allah.
madrabaz: vurguncu, malı saklayıp fiyat yükselince satan kimse.
mahfil: oturulacak, görüşülecek toplantı yeri.
mahpara: mahpare, ay parçası, ay benzeri.
mahraba: büyük mendil, erkek mendili.
Hızlı kelimeler listesi
âbşar: su şırıltısı, çağıltı.
alçah: alçak, yüksel olmayan.
Aşere-i Mübeşşere: Cennete gidecekleri Hz. Muhammed tarafından bildirilen on İslam büyüğü Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha bin Ubeydullah, Zübeyr bin A vvam, Abdurrahhman bin A vf, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Sait bin Zeyd, Sad bin Ebi vakkas.
berî: ırak, sıyrılmış, kurtulmuş.
cünunluk: coşkunluk, akılsızlık, delilik.
demde: eğlencede, dolaşmada.
dilçevüren: dilçeviren, söz gezdirici, dedikoducu.
döşürmek: devşirmek, bir araya getirmek, toplamak.
eflâk: felekler, gökler, yıldızlar.
erkan: esaslar, destekler , direkler, reisler, önemli kişiler.
fâş: duyurma, açığa vurma, yayma.
ferraş: döşeyen, döşemeci,hizmetçi, Kâbe'yi süpüren.
fodul: sıradan, töreden dışarı iş yapan, söz söyleyen ham kişi, münasebetsiz.
garet: yağma, talan, çapul.
giryân: kederli, üzgün, ağlayan.
göymek: yanmak, yanacak hale gelmek.
gümrah: sapık, yolunu kaybetmiş.
hâcet: ihtiyaç, dilek, istek.
Hâlik: Yaradan, Tanrı, Allah
hıyaban: iki tarafı ağaçlık, geniş yol. Bulvar.
hüma: güvercin büyüklüğünde, zümrüt yeşili kanatlı, üzerinden gcçtiği kimselere zenginlik ve mutluluk getireceğine inanılan kuş [Huma kuşu], devlet kuşu.
İmran: Musa peygamberin babası, Kur'an'ı Kerim'in üçüncü suresi.
ispir: şahinden sonra avcı kuşların en mahiri.
kadı: şeriat hükümlerine göre hüküm veren kişi, hâkim.
Kihil: yaşlı, kemâlini bulmuş kimseler, kâmil insanlar. olgunluk çağında bulunanlar.
kürtük: donmuş kar birikintisi.
mihr: güneş, taht, saltanat, sevgi, aşk.
muhâl: olanaksız, olması süpheli, zor gerçekleşir.
peymane: büyük kadeh, şarap bardağı.
salâ: namaza davet için çağırmak. Minarede cenâzeye çağrı için okunan salavat, dua. (Kelimenin aslı "Essalât" veya "Salât" dır.)
sekiz cennet: hadislerde cehennemin yedi, cennetin sekiz olduğu bildirilmiştir.
soya: keskin çakı, kara tırnak, şahin ve benzeri kuşların keskin tırnakları.
şevle: şule, alev, yalım, parıltı.
şuriş: karışıklık, kargaşa.
teber: balta, dervişlerin kullandığı iki yüzlü yarım ay biçimindeki balta.
toy: düğün, dernek, ziyafet. 2- kazdan büyük yabani bir kuş,
udlu konuk: ağır konuk, ağırlanması gereken konuk.
yalman: ateş parçası, yalım, tiz, kılıcın meyilli tarafı.
yöğrük: seri koşan, hızlı yürüyen.
zerbaf: sırma ile dokunmuş kumaş.