"Kün" kelimesinin anlamı nedir?
Kün: Tanrı'nın evreni yaratırken buyurduğu "ol" emri.
Kün kelimesinin ardından gelen kelimeler
küne: köşe, bucak, bodrum.
kürtük: donmuş kar birikintisi.
küş: guş, kulak, duymak, işitmek.
küşat: açış, açılış merasimi, açma, fethetme.
lâl: dilsiz, yakut gibi değerli ve kırmızı taş.
lâin: lânetli, kovulmuş, istenilmeyen.
Lâ taknatû: "Umut kesmeyin" anlamında Kur'anda geçen söz.
lat: Arapların İslam öncesi putlarından biri.
Hızlı kelimeler listesi
âbşar: su şırıltısı, çağıltı.
alçah: alçak, yüksel olmayan.
Aşere-i Mübeşşere: Cennete gidecekleri Hz. Muhammed tarafından bildirilen on İslam büyüğü Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha bin Ubeydullah, Zübeyr bin A vvam, Abdurrahhman bin A vf, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Sait bin Zeyd, Sad bin Ebi vakkas.
berî: ırak, sıyrılmış, kurtulmuş.
cünunluk: coşkunluk, akılsızlık, delilik.
demde: eğlencede, dolaşmada.
dilçevüren: dilçeviren, söz gezdirici, dedikoducu.
döşürmek: devşirmek, bir araya getirmek, toplamak.
eflâk: felekler, gökler, yıldızlar.
erkan: esaslar, destekler , direkler, reisler, önemli kişiler.
fâş: duyurma, açığa vurma, yayma.
ferraş: döşeyen, döşemeci,hizmetçi, Kâbe'yi süpüren.
fodul: sıradan, töreden dışarı iş yapan, söz söyleyen ham kişi, münasebetsiz.
garet: yağma, talan, çapul.
giryân: kederli, üzgün, ağlayan.
göymek: yanmak, yanacak hale gelmek.
gümrah: sapık, yolunu kaybetmiş.
hâcet: ihtiyaç, dilek, istek.
Hâlik: Yaradan, Tanrı, Allah
hıyaban: iki tarafı ağaçlık, geniş yol. Bulvar.
hüma: güvercin büyüklüğünde, zümrüt yeşili kanatlı, üzerinden gcçtiği kimselere zenginlik ve mutluluk getireceğine inanılan kuş [Huma kuşu], devlet kuşu.
İmran: Musa peygamberin babası, Kur'an'ı Kerim'in üçüncü suresi.
ispir: şahinden sonra avcı kuşların en mahiri.
kadı: şeriat hükümlerine göre hüküm veren kişi, hâkim.
Kihil: yaşlı, kemâlini bulmuş kimseler, kâmil insanlar. olgunluk çağında bulunanlar.
mâsiva: Tanrı'dan başka bütün varlıklar.
merdût: kovulmuş, reddedilmiş, sürülmüş.
mezâhir: Tanrı sıfatlarının belirdiği varlıklar.
miskal: bir ağırlık ölçüsü. Bir buçuk dirhemlik ağırlık ölçüsü. Altın ve diğer değerli madenleri ölçmek için kullanılırdı.
naciler: kurtulmuşlar, esenlik ve saadete kavuşanlar.
salyane: salgın, vergi, yıllık saptanan para.
sedir: üstü halı, kilimle örtülü, minderli, yastıklı kerevet, divan.
sivâ: Tanrı'dan başka her şey.
şahbaz: yiğit, güçlü, iri bir tür akdoğan.
şirk: ortak tanımak, Tanrı'ya ortak koşmak.
taht: hükümdarların oturduğu büyük, süslü koltuk.
umman: büyük deniz, engin deniz, okyanus.