Beycan.NET Sözlük
İletişim Sitemap

"Kaf" kelimesinin anlamı nedir?

Kaf: Bir masal dağı adı.

Kaf kelimesinin ardından gelen kelimeler

kaftan: çoğu ipekli, uzun, süslü üst giysi.

kâhan: tarla.

kâhil: tembel.

kahr: kahır, dert.

kail: razı.

kakımak: kızmak, öfkelenmek.

kal: söz.

kalan: şimdiden sonra, artık, gayri.

kallemiş: güzel bir koku.

kalmaç: geveze.

kaltak: kuskunsuz eyer.

kâm: istenen, beklenen şey.

kamalak: çam cinsinden bir ağaç.

kamer: ay.

kamet: namaza başlama işareti, namaz kılmak için okunan ezan. Boy, boy-pos, endam.

kâmil: bilgili olgun kişi.

kamu: hep, bütün.

kan: maden ocağı, kaynak, memba.

kanara: kesimevi, mezbaha.

Kanber: Hz. Ali'nin kölesi.

Hızlı kelimeler listesi

âb: su.

âbşar: su şırıltısı, çağıltı.

ademi: insan, adam.

ağu: zehir.

ahir-kâr: işin sonu.

akl-ı mead: ahirete dönük akıl.

alçah: alçak, yüksel olmayan.

ama: geyik.

andelip: bülbül, seher kuşu.

arkuru: aykırı, ters

Aşere-i Mübeşşere: Cennete gidecekleri Hz. Muhammed tarafından bildirilen on İslam büyüğü Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha bin Ubeydullah, Zübeyr bin A vvam, Abdurrahhman bin A vf, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Sait bin Zeyd, Sad bin Ebi vakkas.

avurmak: eğilmek, çevirmek.

ayn-i irşid: irşadın ta kendisi, aydınlatma.

azıtmak: yoldan çıkmak, sapıtmak.

bahâdır: yiğit.

bâran: yağmur

bedirlenmiş: ayın on dördüne benzemiş.

berî: ırak, sıyrılmış, kurtulmuş.

bider: tohum.

büryân: kebap, kızartma.

burdubâr: tahammüllü, yumuşak huylu.

cânib: yön, yan, taraf

cevşen: zırh

cünunluk: coşkunluk, akılsızlık, delilik.

çarkacı: ordunun öncüleri.

çırak: ışık, mum, kandil

dad eylemek: yardım dilemek, yahut yardım etmek.

danışmak: konuşmak.

demde: eğlencede, dolaşmada.

desdimal: el sileceği, yağlık.

dilçevüren: dilçeviren, söz gezdirici, dedikoducu.

döşürmek: devşirmek, bir araya getirmek, toplamak.

dürdane: inci tanesi

eflâk: felekler, gökler, yıldızlar.

emlek: emen.

erkan: esaslar, destekler , direkler, reisler, önemli kişiler.

eytam: yetimler.

fâş: duyurma, açığa vurma, yayma.

ferraş: döşeyen, döşemeci,hizmetçi, Kâbe'yi süpüren.

fodul: sıradan, töreden dışarı iş yapan, söz söyleyen ham kişi, münasebetsiz.

garet: yağma, talan, çapul.

genc-i nihan: gizli hazine.

giryân: kederli, üzgün, ağlayan.

göymek: yanmak, yanacak hale gelmek.

gümrah: sapık, yolunu kaybetmiş.

hâcet: ihtiyaç, dilek, istek.

Hâlik: Yaradan, Tanrı, Allah

hannar: hanlar.

haset: kıskançlık.

helekleme: yok etme, helak etme.

hıyaban: iki tarafı ağaçlık, geniş yol. Bulvar.

hu: ünleme, selam.

hüma: güvercin büyüklüğünde, zümrüt yeşili kanatlı, üzerinden gcçtiği kimselere zenginlik ve mutluluk getireceğine inanılan kuş [Huma kuşu], devlet kuşu.

ırlamak: türkü söylemek.

igit: yiğit, erkişi.

İmran: Musa peygamberin babası, Kur'an'ı Kerim'in üçüncü suresi.

ispir: şahinden sonra avcı kuşların en mahiri.

kadı: şeriat hükümlerine göre hüküm veren kişi, hâkim.


kançeri: nereye.

kasar: üşenme, tembellik etme. Boğazı tutup nefes aldırmayan bir zahmet. Çeker. Sıkar.

ked: boy.

kemter: değersiz, aşağılık.

kıcı: dolunun ufağı.

kim: ki.

kolçak: bilekten dirseğe kadar kola geçirilen iğreti kolluk.

kulun: yavrulamak, doğurmak.

lâcerem: şüphesiz, elbette.

libas: giysi.

mail: ehil, meyil.

mazarrat: zararlar

melûl: üzgün.

meşâyih: şeyhler.

mihr: güneş, taht, saltanat, sevgi, aşk.

muhâl: olanaksız, olması süpheli, zor gerçekleşir.

muy: saç.

Nekir: Sorgu melekleri.

nam: ad, ün, şöhret.

nen: ninni.

nusha: muska.

öne görmek: beklemek.

pâyidâr (paydar): sağlam duran, dayanıklı.

peymane: büyük kadeh, şarap bardağı.

rah: yol.

revane: akmak, gitmek.

sabak: ders.

salâ: namaza davet için çağırmak. Minarede cenâzeye çağrı için okunan salavat, dua. (Kelimenin aslı "Essalât" veya "Salât" dır.)

savsala: lâf, safsata.

sekiz cennet: hadislerde cehennemin yedi, cennetin sekiz olduğu bildirilmiştir.

server: baş, önder, lider.

sırça: cam.

soya: keskin çakı, kara tırnak, şahin ve benzeri kuşların keskin tırnakları.

süllem: merdiven.

şar: şehir.

şevle: şule, alev, yalım, parıltı.

şuriş: karışıklık, kargaşa.

tan eylemek: sövmek, yermek, kınamak.

teber: balta, dervişlerin kullandığı iki yüzlü yarım ay biçimindeki balta.

Tersa: Hıristiyan.

toy: düğün, dernek, ziyafet. 2- kazdan büyük yabani bir kuş,

udlu konuk: ağır konuk, ağırlanması gereken konuk.

usalmak: uslanmak, akıllamak.

üsgüf: üsküf.

vettekun: çekinin, sakının.

yalman: ateş parçası, yalım, tiz, kılıcın meyilli tarafı.

yeğrek: daha iyi.

yöğrük: seri koşan, hızlı yürüyen.

zahman: sıla.

zerbaf: sırma ile dokunmuş kumaş.

zül-cenan: iki cennet.