"içre" kelimesinin anlamı nedir?
içre: içinde, içeri.
içre kelimesinin ardından gelen kelimeler
iflah: onma, zor durumdan kurtulma, iyi duruma gelme.
iğva: hırslandırma, kışkırtma.
ihlâs: özlü, gönülden davranma, içtenlik, temiz yüreklilik, Tanrı'nın birliğini belirtme.
ihtisap: belediye başkanının görevi, belediyeye verilen vergi.
muhtesip: belediye başkanının görevi, belediyeye verilen vergi.
ihvan: candan bağlı arkadaş, dost, tarikat arkadaşları.
ikdam: gayret ve sebatla devamlı çalışma.
Hızlı kelimeler listesi
âbşar: su şırıltısı, çağıltı.
alçah: alçak, yüksel olmayan.
Aşere-i Mübeşşere: Cennete gidecekleri Hz. Muhammed tarafından bildirilen on İslam büyüğü Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha bin Ubeydullah, Zübeyr bin A vvam, Abdurrahhman bin A vf, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Sait bin Zeyd, Sad bin Ebi vakkas.
berî: ırak, sıyrılmış, kurtulmuş.
cünunluk: coşkunluk, akılsızlık, delilik.
demde: eğlencede, dolaşmada.
dilçevüren: dilçeviren, söz gezdirici, dedikoducu.
döşürmek: devşirmek, bir araya getirmek, toplamak.
eflâk: felekler, gökler, yıldızlar.
erkan: esaslar, destekler , direkler, reisler, önemli kişiler.
fâş: duyurma, açığa vurma, yayma.
ferraş: döşeyen, döşemeci,hizmetçi, Kâbe'yi süpüren.
fodul: sıradan, töreden dışarı iş yapan, söz söyleyen ham kişi, münasebetsiz.
garet: yağma, talan, çapul.
giryân: kederli, üzgün, ağlayan.
göymek: yanmak, yanacak hale gelmek.
gümrah: sapık, yolunu kaybetmiş.
hâcet: ihtiyaç, dilek, istek.
Hâlik: Yaradan, Tanrı, Allah
hıyaban: iki tarafı ağaçlık, geniş yol. Bulvar.
hüma: güvercin büyüklüğünde, zümrüt yeşili kanatlı, üzerinden gcçtiği kimselere zenginlik ve mutluluk getireceğine inanılan kuş [Huma kuşu], devlet kuşu.
irfân: bilgi, biliş, buluş, anlayış. Tanrı'nın sırlarını ve gerçeklerini kavrama.
keleş: güzel, yakışıklı, yiğit, cesur, mert.
köçek: küçük, tarikata yeni girmiş genç,törende oynayan delikanlı.
kümbet: kubbe, damı kubbe biçiminde olan yapı.
marhama (mahrama): köylü kadınların başlarına örtündükleri bellerine kadar uzanan örtü.
merci: dönülüp gelinecek yer.
meyl: istek, arzu, gönül akması.
mütevelli: bir vakıf malının yönetimiyle görenlendirilen kişi.
nigar: resim, güzel, sevgili.
palas: keçe, eski püskü şeylerden yapılmış giysi, değersiz elbise.
pohur: azgın deve, erkek deve.
rumûm: anlamlı gizli sözler. simge.
sâlus: hileci, düzenci, gösterişçi.
sücud: namazda yere kapanma durumu.
Turan: Eski İranlılar tarafından Türk ülkesine verilen ad; Orta Asya.
zinet: ziynet, bezek, süs, takı.